'Türk Milletini ve Bu Ülkeyi Bölmeye Gücünüz Yetmez'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Alanya İlçe Başkanlığı, AKP, MHP ve DEM'in bölünme ortaklığının temel niyeti olarak görülen 'Türkiyeli' kavramına sert tepki gösterdi. "Türk Milleti" tanımını silmeye yeltenen 7 düvele de meydan okuyan aziz Türk Milleti, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin üzerinde oynana oyunların farkındadır.' vurgusu yapılırken 'Üniter yapımızı bozmaya hiçbir gücün yetmeyeceği, milli birliğimize, kardeşliğimize ve vatanımızın 1 karış bile toprağını 'barış, kardeşlik' gibi süslü maskelerle göz dikenlerin karşısında dimdik ayaktayız. denildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Alanya İlçe Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada madde madde şu ifadeler kullanıldı;
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 12.07.2025 tarihinde, AKP, MHP ve DEM birlikte yol yürümeye karar verdiklerini ifade ederek, Türk, Kürt ve Arap birlikteliğine vurgu yapmıştır. Varılan bu mutabakatın Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet niteliğinin terkedileceği yeni bir döneme işaret ettiği değerlendirilmektedir. Mevcut iktidar ortaklarının sürekli yön değiştiren tutumlarının daha iyi anlaşılabilmesini teminen kronolojik bir bakış benimsenmiştir:
- Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999'da uluslararası bir operasyonla Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmiştir. Abdullah Öcalan, yargılandığı ağır ceza mahkemesince “vatana ihanet” suçundan 29 Haziran 1999'da Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesi doğrultusunda ölüm cezasına çarptırılmıştır. Bununla birlikte, 2002 yılında “savaş ve yakın savaş tehdidi halleri dışında” idam cezası kaldırılmış, böylece Abdullah Öcalan idamdan kurtulmuştur.
- 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelmiştir. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında PKK terörü neredeyse bitirilmiştir. Buna karşın, AKP iktidarının ilk yıllarında PKK terör örgütünün tamamen çökertilmesine yönelik belirgin hiçbir çalışma yapılmamıştır.
- AKP İktidarı, 2009 yılında Oslo’da PKK ile müzakereye oturmuştur. Bu dönemde, Habur’da teröristlerin ayağına götürülen mahkemede yaşananlar Türk Milleti’ni derinden yaralamıştır.
- Oslo müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra AKP İktidarı, bu defa İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ile doğrudan görüşmelere başlamış; 2013 yılında “I. Çözüm Süreci”ni ilan etmiştir. Bu dönemde, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan TV programlarında, valilere teröristlerin eylemlerine müdahale edilmemesi talimatı verdiklerini ifade etmiştir. Sürece ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan komisyona Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tepki göstererek üye vermemiştir.
- Çözüm sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra PKK terör örgütünün 12 Ağustos 2015 tarihinde, güneydoğu bölgemizdeki 19 farklı yerde “sözde öz yönetimler” ilan ederek başlattığı kalkışma, güvenlik kuvvetlerimizce bastırılmış, bununla birlikte yaklaşık 750 seçkin vatan evladı şehit düşmüştür.
- Milliyetçi Hareket Partisi çözüm sürecini düzenli olarak ağır bir şekilde eleştirmiştir. Söz konusu eleştirilerin yer aldığı basın bültenleri halen MHP’nin kurumsal internet sayfasında durmaktadır. Bu dönemde MHP ve AKP yöneticilerinin karşılıklı suçlamalarını ifade ettikleri sözcüklerin kamuoyunun ruh sağlığı açısından burada tekrar edilmemesi daha doğru görülmüştür.
- Milliyetçi Hareket Partisi 11.10.2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasaya uymadığını, bu durumda anayasanın Cumhurbaşkanına uydurulması gerektiğine işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejiminin değiştirilmesinin yolunu açmıştır. AKP ve MHP’nin birlikte hazırladıkları anayasa değişikliği tasarısı 16 Nisan 2017 tarihinde referanduma sunulmuş; sandıklar açılmadan kuralların değiştirildiği şaibeli bir sayım usulüyle Türkiye Cumhuriyeti ucube bir başkanlık modeline geçirilmiştir.
- 2017 yılında yaşanan rejim değişikliği sonrasında, MHP’nin siyasal tutumu, AKP ve PKK – HDP düşmanlığından, CHP’ni PKK – HDP işbirliği ile suçlayan bir düşmanlığa dönüşmüştür:
-2018 ve 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri ile 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi, parti yöneticileri, Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkan adaylarının tamamı PKK işbirlikçisi olmakla suçlanmış, CHP’li yöneticilerin şehit cenazelerine katılmalarına engel olunmuş, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı bir şehit cenazesinde linç girişimine maruz kalmış, 300’ü aşkın yandaş televizyon kanalında 24 saat CHP’nin ne kadar PKK’lı olduğu tartıştırılmıştır.
-Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakının adını ısrarla meydanlarda “Zillet İttifakı” olarak dillendirmişlerdir.
-AKP’li Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Gazipaşa’da Cumhur İttifakı Seçim Ofisinin açılışı sırasında yaptığı konuşmada "Millet ittifakının içerisinde PKK var, KCK var, YPG var, FETÖ var, Tikko var, DHKP-C var. Ne kadar hain terörist varsa bu ittifakta var. Bu ittifakın yanında vatanını seven insanlar olmaz, olmayacaktır" şeklinde konuşarak, Partimizi ve Millet ittifakı ortağı İyi Parti’yi suçlamıştır.
-2019 yerel seçimleri öncesi AKP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in eşinin, CHP’lilerin PKK’lılarla işbirliği yaptığını toplu taşıma araçlarında yayacak bir trol ekibine yaptığı yönlendirici konuşmalar ortalığa saçılmıştır.
-2024 yerel seçimleri öncesi MHP’li Alanya Belediye Başkanının ekibinin ve bazı ilçe teşkilatı üyelerinin organize ettiği bir çete Genel Başkanımız Özgür Özel’in katıldığı Alanya mitinginde provakatif pankartlar açmış, sonra kayda aldıkları bu korsan eylemi CHP’lilerin eylemi şeklinde medyaya servis etmişlerdir.
-Adıgeçenler, CHP’nin PKK işbirlikçisi olduğuna dair hazırladıkları görseli 3 kuruş verdikleri bir meczuba gazete şeklinde bastırıp, Alanya’da dağıtmışlardır.
-Özetle, 2017 – 22.10.2024 dönemi Cumhuriyet Halk Partisi, AKP ve MHP’nin ağır bir siyasi kalleşliğine maruz bırakılmıştır.
- İşte, böyle bir dönemin ardından, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli 22.10.2024 tarihinde PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapmıştır. Abdullah Öcalan, 25 Şubat tarihli mektubuyla PKK’nın kendisini feshetmesini istemiş; 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde toplanan PKK kongresinin kendisini feshettiği duyurulmuştur. 11.07.2025 tarihinde bir grup PKK’lı teröristin Irak’ın Süleymaniye kenti yakınlarında silahlarını yaktıkları görüntüler kamuoyuna servis edilmiştir.
- PKK’nın Oslo görüşmelerinde masaya getirdiği taleplerinden durup dururken vazgeçtiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun değildir. PKK’ya hangi tavizlerin verildiği ya da taahhüt edildiği ya da garanti edildiği bilinmemektedir.
- Buna karşın, AKP Genel Başkanı 12.07.2025 tarihinde yaptığı konuşmada, “AKP, MHP ve DEM olarak birlikte yürümeye karar verdiklerini, Türk, Kürt ve Arap olarak ortak kimlikte karar kıldıkları” ifade etmiştir. Reklam panolarına asılan afişlerde ise tanımladıkları yeni millet ismi Türkiye olarak duyurulmaktadır. Öte yandan, ABD Ankara Büyükelçisi, Türkiye için en iyi sistemin Osmanlı millet sistemi olduğunu ifade etmektedir. Diğer taraftan, AKP iktidarının sözde kapsayıcı yeni millet tanımı, ümmetçilik anlayışından başka bir şey değildir.
- Gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde;
- İsrail devletinin teolojik temelli büyük İsrail hedefine, kontrol ettikleri lobi kuruluşu AIPAC’in şekillendirdiği ABD Ortadoğu politikası tam destek vermektedir. Bu politik hedef kapsamında büyük İsrail’in kapsadığı toprakları niteliğinden bağımsız ülke yönetimleri marifetiyle kontrol etmek zorunlu görülmekte, kontrol edemeyeceğini düşündükleri yönetimleri yerle bir etmekten hiçbir çekince duymamaktadırlar. Bu strateji çerçevesinde, öncelikle İran, Irak, Suriye ve Türkiye’yi içine alan bir coğrafyada kürtlerin kontrolünde olan tampon bir devlet kurma planının uygun görüldüğü anlaşılmaktadır.
- PKK'nın ABD ve İsrail tarafından kullanım süresi henüz bitmemiştir. PKK kendisini Suriye’de YPG içinde, İran’da PJAK içinde ve Irak’ta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi içinde devam ettirecektir.
- Gelişmelere Cumhuriyet Halk Partisi’nin bakışı son derece nettir:
- Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Bu millet tarifi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılmıştır. Bu tarifi değiştirmeye hiçbir kirli ortaklığın gücü yetmeyecektir.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, üniter devlet yapısına zarar verecek hiçbir girişime izin verilmeyecektir.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına ilişkin gizli - açık emelleri olanlar 100 yıl önce olduğu gibi bugün de hüsrana uğrayacaklardır.
- Türkiye Cumhuriyeti’ne dair anayasal, yasal görüş ve önerilerin değerlendirileceği tek yer vardır, orası da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Saray odalarında, parti binalarında, cezaevi avlularında, TV stüdyolarında bu konuda ahkam kesenler Atatürk’ün Gençliğe hitabesinde yer alan satırlardan bihaberdirler.
- Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve partilileri terör örgütü ile işbirliği yapmakla suçlayanların, PKK ile ortaklığa gittiklerini duyurmaları, 40.000’i aşkın vatan evladının şehadetinden sorumlu terör elebaşısı Abdullah Öcalan’a “kurucu önder” diyerek övgüde bulunmaları, aziz Türk Milleti nezdinde sonsuza kadar nefretle hatırlanacaktır.
- 15.07.2016 – 22.10.2024 döneminde Cumhuriyet Halk Partisi ve parti yöneticilerine, parti politikalarına karşı her türlü siyasi kalleşliği yapanlar, AKP-MHP-DEM ittifakını, sözde yeni millet tanımını “devlet aklı” olarak tanımlayarak, perde arkasına saklanmaktadırlar. Üstüne basa basa ifade edilmektedir; burada bir devlet aklı yoktur, yeryüzündeki hiçbir devletin aklı 25 yıllık bir sürede 360 derece içerisinde akrep yelkovan şeklinde dönüp durmamıştır. Devletlerin politikaları ve hedefleri yüzyıllara saridir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
CHP Alanya İlçe Yönetim Kurulu