Kleptokrasi çoğumuzun varlığını bildiği belki adını duymadığı bu yönetim şeklinin insanlık tarihini nasıl etkilediğini bir hikaye ile anlatacağım...
Tanrılar bir gün insanların işine karışmaya ve dünyada kaos yaratmaya karar verir. Kendilerinin seçecekleri bir insana yönetme gücü tanırlar.. Hikaye bu ya, seçecekleri kişi bu görevi yapamayacak kadar yetersiz ve hükmettiği insanların, ondan üstün olacağını düşünmeyecekleri biri olmalıdır.
Bu insan Tanrılar tarafından göreve gelse de, aklında hep bir kuşkuyla yaşayacaktır. "Acaba benim varlığımı önemsemeyen ve beni durmadan hor görenler bir gün benim varlığımı ezip geçerler mi?.. Güç benim elimde ama ben güvende miyim?.. En iyisi kendimi sağlama alayım. Göreve gelince ilk işim tanıdığım, bildiğim kişileri yanımda göreve almalıyım.." diye düşünür.
"İşinin ehli olmasına da gerek yok, benim sözümün geçtiği biri olsun, zaten işini iyi yapmasına gerek de yok" der.
"Bu da güvende ve garantide olmam icin yeterli değil. Kendi ailemi veya bulunduğum topluluğu da devletin kaynaklarını kullanarak zengin etmeliyim..."
Kendini yetersiz gören her insanın iktidara gelince yapacağı ilk işler bunlardır. Çünkü başarılı olacağına inancı ve inananı yoktur. Yanında bulunan kişiler onun para ile mevki ile yanında tuttuğu ve en küçük hamlede kaybetmekten korkmayacağı piyonlarıdır. Aslında belki de hiç yaşanmamış belki de yaşanmış bu hikayede anlatmak istediğim şey 'Teokrasinin' yani dine dayalı yönetim şeklinin nasıl Kleptokrasiye yani 'hırsızlar rejimine' dönüştüğünü göstermekti. Dini kullanarak iktidarda kalmak isteyenlerin dönüştüğü ve hükmettiği insanlara verdiği zarar.
KLEPTOKRASİ kelime haliyle Grekçe'de Kleptes "HIRSIZ"dan türetilmiş Kleptokratlarca yağma düzeni ile, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir ve kısaca hırsızlar rejimi anlamına gelir. Demokrasinin bütün kurumlarıyla yerleşmediği ülkelerde görülen bu durum, o ülkelerin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır. Ve Demokrasiden uzaklaşan Hak, Hukuk ,Adaletin, Eşitliğin adını bolca duyduğumuz ama uygulama konusunda uzak kalan ve bu durumdan rahatsız olduğu halde, sessiz kalmaya devam eden toplumlarda hırsızların rejimini bolca görürüz.
İktidar denilen bu oyunda 'Yıkılmaz' sandığımız tüm kalelerimiz yıkıldı, yeri geldi çok güvendiğimiz vezirimizi tek hamlede kaybettik, fillerimiz tepişti ve ezilen yine masum insanlar oldu, yeri geldi parayla beslediğimiz piyonlarımızın sadakati ile sınandık...
Kısaca;
Hamleler oynandı
Oyun bitti...
Ben artık ortada bir Şah göremiyorum, bence o da Mat oldu...