Sevgili Okuyucular ve Değerli Ebeveynler,
Çocuklarımıza sevgi dolu bir yuva ve iyi bir eğitim vermenin yanı sıra, onlara sunabileceğimiz en kıymetli hediye kendilerini koruyabilme gücüdür. Bu güç, erken yaşta kazandırılan mahremiyet bilinciyle başlar.
Çocuklarla çalışan bir psikolog olarak, mahremiyet eğitiminin sadece tehlikelerden korunmaya indirgenmesini eksik buluyorum. Mahremiyet, çocuğa yalnızca bedenini değil, aynı zamanda sınırlarını da öğretir. "Benim vücudum bana ait" diyebilen bir çocuk, aslında ileride hayatının her alanında sağlıklı sınırlar çizebilmeyi öğrenmiş demektir.
Peki, bu hayati dersi çocuğumuza nasıl öğretebiliriz?
Günlük yaşamda "paylaşmak güzeldir" deriz, ancak vücudumuzun bazı bölgelerinin özel olduğunu ve kimsenin dokunmaya hakkı olmadığını öğretmeliyiz.
Bunu anlatmanın en basit yolu, 'İç Çamaşırı Kuralı'ndan bahsetmektir. İç çamaşırıyla kapalı bölgeler, çocuğunuzun dokunulmaz 'kırmızı çizgisidir'. Bu özel bölgelere yalnızca temizlik ve sağlık amaçlı olarak aileden ya da doktordan izinle dokunulabileceğini net bir dille aktarmalıyız.
Mahremiyet eğitimi, evdeki tutumlarla desteklenir. Dokunmanın, sarılmanın ya da öpmenin bile bir "izin" meselesi olduğunu öğretmek, sağlıklı birey yetiştirmenin temelidir.
Sınıra Saygı: Bir yakınınızın ısrarla öpmesine veya sarılmasına karşı çocuğunuz "Hayır" dediğinde, buna saygı gösterin. Onu dudağından öpmemek bile, çocuğun beden sınırını fark etmesine yardımcı olur.
Doğruyu Adlandırmak: Çocuğa bedenini anlatırken muğlak kelimeler yerine, anatomik olarak doğru isimleri kullanın. Bu, yaşanabilecek bir sorunu doğru şekilde ifade etmesini sağlar.
Merakı Beslemek: Çocuklar merak eder. Onları susturmak yerine, meraklarını açık, sade ve yaşına uygun biçimde cevaplamak gerekir. Utandırmadan konuşmak, doğru bilgiyi almalarının en güvenli yoludur.
Unutmayalım, mahremiyet eğitimi cinsellik eğitimi değildir; güven ve saygı eğitimidir. Çocuğun kendi sınırlarını bilmesi kadar, başkalarının sınırlarına da saygı duyması gerektiğini öğrenmesi, sosyal ve duygusal gelişiminin temel taşlarındandır.
Her "Hayır" diyebilen çocuk, biraz daha güçlüdür.
Her "burası benim özel alanım" diyebilen çocuk, biraz daha güvendedir.
Ve her "sana güveniyorum" diyen ebeveyn, çocuğuna geleceğini koruyacak en sağlam kalkanı sunar. Bu değerli armağanı çocuklarımızdan esirgemeyelim.
Sevgilerimle,
Psk. Berfin Aladağ