Musluoğlu: Emekçi Kadınlar Olarak Mücadelemiz İlelebet Sürecek
Milliyetçi Hareket Partisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Mesimo İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İrem Musluoğlu, çalışan emekçi kadınların temel hak ve özgürlüklerine dikkat çekerek 'Bizler büyük mücadelelerle elde ettiğimiz hakları ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Türk kadınının yüzünü çağdaş ve medeni bir yöne döndüren, kadınlara seçme ve seçilme hakkı yolunu açan 1926 Medeni Kanun'un bizlere tanıdığı hakları sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Bu yolda gençliğimiz var, enerjimiz ve olgunlaşmış fikirlerimiz var..' dedi.
Millyetçi Hareket Partisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Mesimo İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İrem Musluoğlu, gelinen noktada kadınların kazanımlarına yönelik yaşanan saldırılara ve her geçen gün biraz daha artan kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekti. Musluoğlu, kadınlar bugün yaşanan acı olaylara baktığında birlik içinde verilen mücadele azminin daha da güçlenmesi gerektiğini belirtti.
'New York'ta bir grup fabrika işçisi kadının eşitsizliğe ve ayrımcılığa uğramaları neticesinde başlayan ve tüm dünyayı saran kadın mücadelesi nihayetinde Birlşemiş Mİlletler tarafından 1977 yılında Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edilmiş ve bugün de aynı mücade, aynı özveriyle devam ediyor.' diyen Musluoğlu, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm emekçi kadınlara kutlu olsun. Ancak başta biz kadınların ülkemizde karşı karşıya kaldığı şiddet olayları, Doğu Türkistan'da soydaşlarımıza yönelik gerçekleştirilmekte olan 'din ve ırk' gibi soykırım saldırıları, Filistin gibi Ortadoğu ülkelerinde kadın ve çocukların katledilmesi, onların toplumdan koparılması Ukrayna-Rusya savaşı gibi tüm coğrafyalarda maalesef kadınların yaşadığı olaylar bunu bir anma haline getiriyor.' dedi.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET OLAYLARINDA AĞIR CEZALAR UYGULANMALI
5 Aralık 1934'te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ancak gelinen noktada Seçme ve Seçilme hakkı bir yana 'hayatta kalma mücadelesi verir haldeyiz!' Her gün ve her an kadına yönelik bir şiddet ve cinayet haberiyle sarsılıyoruz. Kadına yönelik şiddet olaylarında cezaların ve yaptırımların en ağır şekilde uygulanması gerekmektedir. 'İyi hal indirimi' gibi kararlar vicdanen toplumda ağır tahribatlara neden oluyor, kapanması zor ağır yaralar açıyor. Mahakemelerde verilen cezalar kısmen suça teşivik edecek kadar yetersiz kalıyor. TBMM'nin bu konuda adım atması gerektiği inancındayım. dedi.
Duruşumuz ve ilkemiz nettir; Atatürk'ün 1925'te dediği gibi: “Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur.”